25 Şubat 2012 Cumartesi

SEN GELDİN YA !







Sen geldin ya; her mevsim bahar, her bahar çiçek, her çiçek umut, her umut mutluluk oldu..

Sen geldin ya; bütün şehirler yakın, yakınlar sıcak, sıcaklar güneş oldu...

Sen geldin ya; bütün yıllar geçmiş, geçmişler gülümseme, gülümsemeler gamze oldu...

Sen geldin ya; bütün gidişler dönüş, dönüşler vazgeçiş, vazgeçişler cesaret oldu....

Sen geldin ya ; varlığım huzur, huzurum sevinç, sevinçlerim özlemim oldu..

Sen geldin ya; hüzünler mazi, maziler yitik, yitirilmişler hayal oldu..

Sen geldin ya;
Sen
Sen
Sen geldin
ya,
ben








GİTMEKTEN  vazgeçtim....

K.

22 Şubat 2012 Çarşamba

EV EKMEĞİMİN DOĞUM GÜNÜ


CANIM KIZIM MERVE’YE                                                      


GÖZÜMÜN NURU,KALBİMİN IŞILTISI
TIRTIL KIPIRTISI..
SENİ NE ÇOK SEVİYORUM BİR BİLSEN
İŞTE SANA BİR ŞİİR TINISI....

ALINMA HİÇ YAVAŞ OLUŞUNA,
EV EKMEĞİM,ELA GÖZLÜM ŞÜKÜR YARADANA..
HAYRANIM MATEMATİK ZEKANA.
TÜRKÇEYİ FAZLA SEVMESEN DE,
ENGEL DEĞİL BU KONUŞMANA..
MÜZİK RUHUNUN GIDASI
BİZİM DE EVDE BAŞIMIZIN AĞRISI...

BİR DE KARDEŞİN VAR BICIRIK,
SANA HİÇ RAHAT VERMEZ KIVIRCIK.
AMA ÇOK SEVER RAMAZAN PİDEM SENİ,
ÜZERSE ÖZÜR DİLER, KAZANIR KALBİNİ...

BABAN KIZAR BAZEN GÜRÜLTÜYE,
EH! HAKLI ADAM AMA,
 ALDIRMAZSIN SEN ONA..
MERVE,MERVE DERİM DEFALARCA
SEVGİLİ KIZIM GİRMİŞ,
TELEVİZYONLA TRANSA....

KIZDIRIRSIN ÇOĞU ZAMAN BENİ,
BİR DE DAĞITMASAN EVİ...
AMA BENİM KALBİM KOCAMAN,
İÇİNDE VAR BİR HANEDAN

ÖZGE ,MERVE,MUSTAFA
İŞTE KÜME ELEMANLARI,
KAPSAR ALTKÜME SELMAYI...

UMARIM DUYGUSALLIĞIN
HİÇ ÜZMEZ SENİ,
İNSANLARI SEVEREK,
ÇOŞKU DOLU YAŞA GÜNLERİNİ...

ANNEN....   17/4/2001 SALI  (Merve 8 yaşındayken)




14 Şubat 2012 Salı

SEVGİLİLER GÜNÜ

Sevgililer gününden çok,  hayata dahil olmaya hak kazanan sevgiliyi kutlamak isterim ben her zaman.


Uzun bir yolculukta, içimize, yüreğimize yol olan, ışık olan ve;
Sevgiye layık olan ...


Herşeye "RAĞMEN" seven...


Herkesin sevgili günü kutlu olsun...

9 Şubat 2012 Perşembe

TÜRK'ÜM




İlkokul birdeyken küçücük üstü akan bir barakaydık. Her birimiz ürkek, çoğumuz fakir ama tertemizdik. İlk ders öğretmenimiz sınıfa girer ve  hepimiz ayağa kalkardık iki eller yanda...

Türküm, doğruyum, çalışkanım.

Birinci sınıfta; Hep düzgün, dürüst, çalışkan ve en önemlisi insanları ayırt etmeksizin sevgi dolu, güler yüzlü, hoşgörülü olmamız gerektiği anlatıldı.

İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
 
Vatanımızı, yakın tarihimizi, ülkemizi, sahip olduklarımızı, eskiden kazandıklarımızı, kanlı kurtuluş savaşımızı , şehitleri, gurur duyan anaları, her şeyimizi kaybedebileceğimiz;  ama vatanımızı, şerefimizi, gururumuzu asla kaybetmememiz gerektiği öğretildi. Zaten damarlarımızdaki asil kanda bu mevcuttu. İleriye, hep ileriye gitmeliydik...

yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

 
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük lideri bizdeydi. O, öyle öngörülü bir devlet ve mücadele adamıydı ki; söyledikleri hala önümüze ışık tutacak nitelikte...Bize aktarılan her sözü, her yazıyı özümsemeliydik, beynimize kazımalıydık. Gösterdiği yolda hiç durmadan ilerlemeliydik,  asla yılmamalıydık...

Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.

Bu topraklar, çok can almıştı ve öyle yada böyle sonsuza kadar almaya devam edecekti. Hepimiz TÜRK'dük. Ayrılmazdık, bölünmezdik, kardeş kardeşe kin tutmamalıydık. Hepimiz inançlıydık. Allah'ımız birdi.
Bu topraklar sonsuza kadar korunacak, asla hiçbir nedenle bölünmeyecek ve başı örtülü-açık-eşarplı hiçbir anamız artık ağlamayacaktı...Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktık.

Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!


Ve bu and;
1933 yılından beri,  ilköğretimde her sabah ilk ders öğretmen  girdiğinde ayağa kalkılıp söylenir...
Söylenmezse de;  ben evimin kapısından okula çıkan her çocuğa bunu söyleteceğime ve benden sonra gelecek nesillerimin çocuklarına söylettireceğime  and içerim.....





Sevgiyle... 

8 Şubat 2012 Çarşamba

MUTFAK


Hüzün çöktü gene mutfağıma bu pazar
gözlerimin dolduğunu gören ev halkına,
bir baş soyulmuş soğan hazırlamalı tezgaha...
Şaşırtıyorum artık beni tanıyanları...
Umut dolu,gülümseyen kadını arıyor
dostlarım gözlerimde alıştıkları...
Uzun süredir dalga geçerek yaşadığım hayat,
bir baş soğanla intikam alıyor hüzünlü pazarlarda...
Kelebekler vadisinde bir mağara...
Kimse görmüyor.
Kimse sığınmıyor.
Dışarda sağnak yağış var oysa.
Yemekler yapıyorum,
Tadlar alamıyorum..
Boğazımda bir düğüm...
İçim hep ağlamaklı...
Mutlu olmak için nedenler sıralıyorum kendimce,
kronoloji hatalarıyla dolu...
Şükrediyorum halime,
iki dakika sürüyor tesellisi...
Ellerim iş yapıyor,
ruhum Galata'ya tepeden bakıyor...
Bana herşey seni hatırlatıyor...

K.